Ortak Yatırım Girişimleri Hukuku

about img

Küresel ekonomik gelişmeler ve teknolojik yenilikler, rekabet gücünü hızla artırmakta ve hedeflenen ekonomik zenginliklere ulaşmayı her geçen gün zorlaştırmaktadır. Bu nedenle işletmeler; yatırım ve girişimcilik faaliyetleri için yerli ya da yabancı yatırımcı ve şirketler ile stratejik ittifaklar kurmaya, ortak iş yapmaya yönelmektedir. Ortak iş yapma amacıyla Şirketler bilgi ve sermayesini birleştirmek suretiyle ortak bir ekonomik amaç için bir araya gelmekte ve Uluslararası deyimle “Joint Venture” adı altında bir ortaklık yapısı oluşturmaktadırlar. Ortak Yatırım Girişimleri veya uluslararası ticari hayatta kullanılan adıyla Joint Venture; birden fazla tüzel kişinin bir araya gelerek ve birlikte hareket ederek kararlaştırdıkları ortak işletme yapısı olarak tanımlanabilir. Hukuki terminolojide ortak girişim (Joint Venture); “Hukuken ve iktisaden birbirinden bağımsız birden fazla gerçek veya tüzel kişinin belirli bir işi ya da süreklilik arz eden bir faaliyeti, bir ticaret ortaklığı kurarak veya böyle bir ortaklık söz konusu olmaksızın gerçekleştirmek ve kazanç elde etmek amacıyla bir sözleşme çerçevesinde bir araya gelmeleri ve o faaliyetin rizikolarını her biri müteselsilen sorumluluk altına girmek suretiyle üstlenmeleridir.” şeklinde tanımlanmaktadır. “Ortak Yatırım Girişimleri (Joint Venture)” ile “Konsorsiyum” terimlerini karıştırmamak gerekir. Konsorsiyum da Joint Venture’da olduğu gibi büyük hacimli ve çaplı işlerin yapılabilmesi ihtiyacından doğmuştur. Kişilerin belirli bir işi veya işleri birlikte gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmeleri ve bunlardan her birinin diğerlerinden bağımsız olarak işin sadece bir bölümünün yerine getirilmesinin sorumluluğunu üstlenmesi durumunda “konsorsiyum” söz konusu olur. Ortak Girişim’in Konsorsiyum ile karıştırılmaması önemlidir. Konsorsiyum’da her ortak kendi yükümlülüğünü yerine getirecektir ve o kısımdan sorumludur. Ortak Girişim’de ise yukarıda açıkladığımız gibi müteselsil sorumluluk esastır. Ortak Yatırım Girişim (Joint Venture); ulusal ve uluslararası yerli veya yabancı yatırımcı şirketlerin teknolojik gelişmeye ayak uydurabilmek, yabancı oldukları piyasaları hızlı bir şekilde keşfedip girebilmek, risk ve maliyetleri azaltabilmek, sermaye güçlerini birleştirmek, ham madde sağlanmasında ve lojistiğinin daha kısa zamanda ve az maliyetle yapılmasını sağlamak, rekabet yarışında öne geçmek gibi avantajlara sahip olabilmek için bu ortaklık modelini benimsemektedirler. Joint Venture için öngörülen en büyük dezavantaj ise; uygulamasının çoğunlukla pek bilinmeyen bir bölge veya sektöre yönelik olması sebebiyle risk seviyesinin oldukça yüksek olmasıdır. Bu sebeplerle Joint Venture hazırlık projelerinin başarıya ulaşabilmesi için hem yurt içi hem de yurt dışı süreçlerinde risk seviyesini minimuma düşürmek için azami özen gösterilmelidir. Yalnızca mevzuat ile uluslararası teamüller değil; hedef bölgelerdeki sektörel koşullar ile sosyal yapı da mümkün olduğunca detaylı bir şekilde titizlikle araştırılmalıdır. Tüm bu işlemler için kaliteli, konularda uzman, lokal desteği güçlü, hizmet veren bir hukuk bürosu ile sürecin en başında hukuki destek alınması telafisi güç zararların doğmasını engelleyeceği gibi, yatırım girişimini ve yatırım ortaklığını başarıya götürecektir. Şirket Kuruluşu ve Ortaklık Sözleşmeleri Ortak Yatırım Girişim (Joint Venture) modeli ile ulusal ve uluslararası yerli veya yabancı yatırımcı şirketlerin yatırım girişimlerinin ve projelerinin hayata geçirilmesinin ilk aşaması yatırıma özgü şirket kuruluşudur. Yatırım ortaklığı için gerekli görev ve kapsam paylaşımının doğru yapılması, yatırım ortaklığının nasıl yönetileceğinin belirlenmesi ve şirket ana sözleşmesinin, Şirket ana sözleşmesi, hissedarlar sözleşmesi, oy sözleşmesi ve yönetim sözleşmelerinin, hissedarlar sözleşmesi, oy sözleşmesi ve yönetim ve ortaklı sözleşmelerinin doğru ve yetkin bir şekilde hazırlanması ve ortaklık yapısının ticari amaçlarına uygun şekilde kurulması yatırım ve girişimin başarıya ulaşabilmesi için hayati derecede kritik öneme sahiptir. Ayrıca, Ticari işletmenin satın alınması veya satılmasına ya da yapılacak olan yatırıma ilişkin verilecek başarılı bir hukuki hizmet, Ticaret Hukuku, Şirketler Hukuku, Vergi Hukuku, İş Hukuku, Fikri Mülkiyet Kanunu, Gayrimenkul Hukuku, Bankacılık Hukuku, Uyuşmazlık Çözümü gibi hukuki konularda derin bilgi birikimini ve işleme ticari bir bakış açısıyla yaklaşabilmeyi gerektirmesi unutulmamalıdır. Yeni bir iş kurarken, ticari amaçlarınıza uygun bir hukuki çerçeve ve altyapı oluşturmanın oldukça önemli bir husus olduğunun bilincinde ve tecrübesindeyiz. İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin en iyi hukuk ve avukatlık büroları arasında olan YÜZER & AYDIN Avukatlık Bürosu; konularında tecrübeli ve uzman avukat kadrosu, tecrübesi ve deneyimiyle, ülkemizde faaliyet gösteren ya da yatırım yapmayı planlayan, ulusal ve uluslararası yerli ve yabancı yatırımcı şirketlere ortak yatırım girişimleri (Joint Ventures) alanında ve yeni girişimlerin kurulması, ortaklık sözleşmelerinin hazırlanması, stratejik işbirliklerinin hukuki altyapısının hazırlanması gibi konularda uluslararası bir vizyon ve tecrübeyle hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti veren bir bürodur.

YÜZER & AYDIN
Avukatlık Bürosu

YÜZER & AYDIN Avukatlık Bürosu birçok saygın kişi, devlet ve özel kurumlarına hukuki danışmalık, dava ve icra takip kollarında yardım ve hukuki hizmet vermekte, hukuki uyuşmazlıklarda müvekkillerinin menfaat ve ihtiyaçları doğrultusunda yaratıcı ve çözüm odaklı hizmet sunmaktadır.

Bizim ile İletişime Geçin

Bir Telefon Uzağınızdayız.